1 Ağustos 2010 Pazar

rakı balık


dün gece Dalyan'da, iki haftadır beklediğim rakı-balık yemeğini gerçekleştirdik. yanımda, son zamanlarda kendisinden fazlasıyla haz ettiğim bir insan, önümde Tekirdağ Rakı'm, kalamarın sosunun ve karides güvecin salçalı yağlı suyunun tabağımda bıraktığı izden rahatsız olan garsonların sürekli temiz tabak getirme telaşı, değişen on binlerce çatal bıçak, her güzellik şerefine kaldırılan kadehler, bir yandan da arabayla gelmiş olup rakıya doyamamanın pişmanlığı beni öylesine etkiledi ki, zaman zaman kendimi çimdiklemek istedim. daldım, Dalyan denizine uzuun uzun baktım, teknelere, yatlara göz attım, etrafımdaki sesleri dinledim. gözlerimi kapattım, sadece kulağıma çalınan birbirinden kibar sohbetlere kulak kabarttım. her zaman aynı restorana gelen çin işi oyuncaklar satan ablanın "heyooo heyooo" şarkılı rengarenk oyuncaklarını almak için ağlayan çocukların ve onların ısrarlarına dayanamayan zengin anne babaların ablayla olan kibar sohbetlerine şahit oldum.

son zamanlarda kendisinden fazlasıyla haz ettiğim insan, dönüp dönüp neyim eksik, neye ihtiyacım var diye kollayıp garsona el kol ettikçe, "oh be, errrkek diye bir şey de vardı" diye rahatladım. özlemim, sadece rakı-balık'a değildi anlayacağınız. bunu söylemek ne kadar mantıklı bilmiyorum ama, artık beni bir denli bastıracak, garsonla iletişime geçmeme fırsat vermeden benim eksiklerimi kapatacak, dileklerimi yerine getirecek birini istiyorum yanımda. sevgili ya da değil, sadece öyle bir dünya olduğunu görmek açısından. umut vermesi açısından.

çok mutlu günler geçiriyorum iki gündür. mutluluktan bahsedip iç baymak da istemiyorum. ama şunu anladım ki, eğer biraz monoton hissediyorsa insan yaşamını, ya da içi kıpır kıpır etmiyorsa her zaman gittiği yerlerden, değişim şart.

pazarda babam domates alırken bir an kafamı kaldırıp etrafıma bakmam ya da herkes sofrada muhabbet ederken kendimi bir an "mute"a alıp sadece rakının ve balığın kokusunu alabilmem bir yılımı aldı.

değişmek, sanırım hayatıma dair verdiğim en doğru karardı.

değişebilmemizin şerefine.

3 yorum:

  1. şerefe! rakı balığı burada da beraber yapabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. doğru mudur bilmiyorum ama yazdıklarını her okuyuşumda yüzümde bir gülümseme oluyor ve seni anladığımı düşünüyorum! yalnız adımız değil pek çok düşüncemiz birebir tutuyor sanki! sevgiyle okuduğumu bil istedim - ve evet, değişebilmenin şerefine!

    YanıtlaSil
  3. merhabalar pınar, adaşım :)
    yorumunu şimdi gördüm ve çok mutlu oldum! tüm yazdıklarım bizzat gerçek hisler, olaylar, evet. senin de bunları okuyup kendine yakın bulmana da çok çok sevindim bir yeni blogger olarak :) umarım seni gülümsetmeye devam ederim!

    YanıtlaSil