17 Ağustos 2010 Salı

Adelante

"çok yoruldum..artık eve gitsem olur mu?" diye sordu kız, dumandan kuşatılmış etrafına bakarak..

"tamam, hadi gidelim" diye atıldı çabucak oğlan, "ben seni bırakırım"

"yo, hayır, lütfen, ben gidebilirim, gerçekten" diye şansını denesene de kız,

çocuğun niyeti ve tek niyeti kızı bırakmaktı elbet sağ salim evine. çünkü kızın sandığından, kendini açtığından çok daha fazla severdi kızı..

kız.. kız ise sadece severdi çocuğu. bir arkadaş, bir kardeş, bütün gün sesini dinleyebilecek, ama zevkten inlemelerini bir saniye bile duymak istemeyecek tüm insanlar gibi severdi onu.

"yağmur yağıyor, çok üşüyorum." dedi kız; ve daha sözünü yarılamadan sarılmıştı üşüyen kolları, çocuğun uzun kollarıyla. çocuğa sarılmak istedi kız o anda; ancak kalçasına yetişebildi. aralarındaki 2821 km.yi aşmışlardı belki bir yerlerle, ama bu 30 cm.lik inatçı mesafe aralarındaki, kapanacak gibi değildi.

"bu hotelin anlamını biliyor musun.. Hotel Adelante?" diye sordu çocuk.
kız, boş ama meraklı bakışlarla verdi cevabını.
"ileriye bakmak, devam etmek" derken çocuk, kız, karşısında son beş aydır duran bu otele baktı.. ve iç geçirdi. devam etmekti demek; ve bunu bir işaret olarak alsa da, bu, çocuğa değildi elbet. eskilere gelen bir metafordu bu.

"seninle çok kalmak isterdim."
"istersen kalabilirsin." diye yarım ağızla teklif etti kız. işin aslı, kalmasını istemez gibiydi. işin kötüsü, çocuğun da bunu anlamasıydı.

"bunun imkansız olduğunu ikimiz de biliyoruz.. özellikle de ev arkadaşınla olan tartışmamızdan sonra.."
"tabi ki de gelebilirsin, bu benim odam/hayatım/seçimim. kimse buna karışamaz."
"hayır hayır.. bunu gerçekten istemiyorsun" derken doldu çocuğun kan çanağı gözleri. kan çanağıydı, çünkü çok fazla duman almıştı güzel gözleri. ve doluydu; çünkü kız, göz göre göre oynuyordu çocuğun istekleriyle gerçekler arasında.

ve kız, suskun kalırken yürümeye başladı çocuk. kız, anahtarı deliğe sokmaktan vazgeçip baktığı an çocuğun arkasından, çoktan kaybolmuştu çocuğun gölgesi; bu utandırıcı duruma daha fazla izin vermeyen uzun bacaklarına şükrederek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder