10 Ocak 2012 Salı

mut(?) son

o: napıyorsun?

ben: iyiyim, eve gidiyorum ...... sen?

-iyi.. oturuyorum evde. buluşalım mı?

-ya ben çok suratsızım. baya suratsızım yani. evde kalayım ben bugün. sen de hiç görme mendebur yüzümü.. inan bana görmek istemezsin.

-sus. on dakikaya yanındayım. hangi filmi alayım?

böyle yapa yapa alıştırmışsın. farkına varmamışım. şimdi dünyanın başka bir kıtasındayken, ellerim ellerini arar olmuş. üstelik sevmeden. alışkanlıktan.

seni çok özleyeceğimi biliyorum. özlemek fikri hoşuma da gidiyor aslında. "insan" hissettiriyor yeniden beni. gideceğin günü düşünerek kalbimin sıkışmasından bile tebessüm ediyorum.

ama bugün haber geldiğini söyleyince.. gitme vaktin yaklaşınca.. her adımda düşünür oldum seni. en güzel Alman biralarını hüpletirken, evime dair bir sen kaldın aklımda. gerçek soğuk gibi kesti. kalbim sıkıştı. bilirsin, hiç aksatmaz böyle fırsatları..

düşündüm de durdum. sensiz İzmir. sensiz ben. sensiz ev. sensiz dostluklar.. ikna olmadım.

o yüzden şimdi düşünmeden edemiyorum. dostluklar falan hepsi güzel, ama o değil de.. ne yapacağım ben sensiz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder