8 Ekim 2010 Cuma

gizli-saklı

eski sevgilim, bir blog yazarıydı. hatta blog fikrine beni alıştıranlardan biri o'dur; diğeri de kuşkusuz dodosdreamroom...

ayrıldığımız andan sonra ben, her gün 10'ar 10'ar artırdım blogunun görüntülenme sayısını. zaman geçtikçe her şey gibi o da aşıma uğradı, gittikçe daha az bakar oldum; bunun bir nedeni de hiç yeni yazı eklenmemesiydi. hep aynı başlık, aynı son yazı görünüyordu ekranda. öyle ki, okumadığım halde ezberlemiştim son yazısını.

dün, ilk defa izlediklerim listesini oluşturayım dedim. her ne kadar yenilenmese de, O'nun blogunu da anonim olarak takip etmek istedim. derken blogunun adresini yanlışlıkla aralarda tire (-) olmaksızın yazınca şaşırdım biraz..

yeni bir blog çıktı karşıma. aynı adres; sadece sözcükler arasında tireler yok. onun dışında, header aynı, fotoğraflar, tasarım, her şey aynı. yazar aynı, yorumlayanlar da öyle.. son yazı, O'nu arkadaş listemden çıkardığım gün yazılmış. bana yazılmış, son derece seviyeli, ama bir o kadar da zehir zemberek denen türden; karşılık versen çok geç olacak, ama susarak da olmayacak türden.

bana yazılmış; ama tirelerle beraber ben de ekarte edildiğim için görememişim o yazıyı zamanında. anlamamışım o zamanlar çiçeği burnunda olan ilişkisini dolu dizgin yaşarken hala yazı yazdığı insanın ben olduğumu. bana ne kadar kızdığını ve hayal kırıklığına uğradığını. ama tam da bu yüzden bana yazdığını.

öfke, nefret ve kırgınlığın beslendiği tek yer var bence; o da sevgi. bu yüzdendir ki sevindim o yazıyı görünce.

üzgünüm ey eski sevdiceğim; ama her gördüğüne inanma derim. biz kadınlar (evet bir yerde hepimiz aynı tip oluyoruz) biraz aldatıcı, biraz oyuncu ve biraz da suçlayıcıyız. gaddarız.

üzgünüm...

çünkü dediğin gibi sevgi geçişli bir şeyse eğer- ya "the one" ya da "no one" oluyorsan... (blogunu ingilizce yazıyor) ... ve hala bu kadar yazı varsa senin için bu blogda...


demek ki her şey siyah beyaz değildir senin hep gördüğün gibi. ben, grilerin dünyasında yaşıyorum; hep yaşadığım gibi. sen de o dünyanın en mavi tonusun.

neden bu kadar güçlü göstermeye çalışıyoruz hep kendimizi?.. aaah. ah.


1 yorum:

  1. aslında bu yazı çok mahrem ama çok bizden, okurken bir an ben de eskilere gittim. pek gri.

    YanıtlaSil